Fit

Blog

Her zaman formda ve zinde kalın diye size özel içeriklerimizi alanlarında uzman kadromuz hazırlamış, sizlere sunmuştur.

Kas Hipertrofisi ve Sarkoplazmik Hipertrofi Nedir?

Kas Hipertrofisi ve Sarkoplazmik Hipertrofi Nedir?

Genel olarak kassal hipertrofi bir kuvvet antrenmanı uyarısı sonrasında kas lifleri- nin boyutlarında ortaya çıkan bir artış olarak tanımlanmaktadır. Bu süreç sırasında, kasılma elemanları büyür ve hücre dışı matris büyümeyi desteklemek için genişler. Bu genişlemede ağırlıklı olarak miyozin ve aktin olarak bilinen kasılgan proteinler- in artışı, sarkomer sayısının yükselmesisarkoplazmik sıvının fazlalaşması ve uydu hücre aktivitesinin arttırılması rol oynar (Schoenfeld, 2016). Temel olarak kassal hipertrofi lifin çap veya kesit alanında bir artışla ve uzunluğundaki artışla meydana gelebilir. Bu yapı sarkomerlerin paralel olarak eklenmesinin yanı sıra seri olarak da gerçekleşebildiği şeklinde açıklanmıştır. Kas lifleri, esas olarak çapların- daki artışlar nedeniyle, ancak kısmen uzunluklarındaki artışlardan dolayı hacim olarak artar. Kas liflerinin çapı arttığında, buna paralel olarak sarkomer sayısın- da bir artış gerçekleşir. Kas liflerinin uzunluğu arttığında ise, seri halinde sarkomer sayısında bir artışı içerir. Kas liflerinin uzunluğunun arttığını düşünmek tuhaf görünebilir, çünkü tüm kasın başlanıç ve bitiş noktalarının yerleri değişemez. Buna rağmen, başlangıç ve bitiş noktaları sabit olsa bile, tüm kas antrenmandan son- ra hafifçe şişerek uzayabilir. İnsanlarda yapılan birçok çalışma, uzun süreli kuvvet antrenmanından sonra kas fasikül uzunluğunun arttığını göstermiştir (Figür-1).

Bu artışın sonucu olarak antrenmanlarla ortaya çıkardığımız mekanik yüklen- meler, miyofibrillerin yapısında ve hücre içindeki sinyalizasyon mekanizmasını başlatan hücre dışı matrisin bozulmasına neden olur. Bu süreç sonucunda kasta- ki kasılma ve yapısal bileşenlerin boyutunda ve miktarlarında bir artış ve aynı za- manda paralel olarak sarkomerlerin sayısında bir yükselmeyi meydana getirir. Tüm bunların sonucunda ise “kassal hipertrofi” olarak bilinen fenomen gerçekleşir. Temel olarak literatürün ayrıldığı nokta, bu kassal hipertofinin geleneksel olarak bilin- en yolu olan kasılgan proteinlerin (aktin-miyozin) ve sarkomer sayısının artması so- nucu kas enine kesit alanında artışını asıl hipertrofi olarak görmesi, bunun dışında gerçekleşen büyümelerin ise gerçek hipertrofi olmadığı yönündedir.Bu karmaşayı pek tabii ki tanımların aslında ne anlama geldiklerini öğrenerek çözeceğiz. Miyo- fibriler hipertrofinin ana hattını çok iyi bilmemize rağmen sarkoplazmik hipertrofide meydana gelen kimyasal fonksiyonlar konusunda tam anlamıyla bir fikir birliği bulun- muyor. Dilerseniz sarkoplazmik hipertrofi kavramında tam anlamıyla ne kastediliyor inceleyelim.

Sarkoplazmik Hipertrofi

Bir önceki başlıkta da bahsettiğimiz gibi kassal hipertrofinin gerçekleşebilmesi için yollardan biri olarak aktin ve miyozin gibi kasılan proteinlerin, sarkomer sayısının artışı yoluyla kas fibrilinin enine kesit alanının artması gerektiğini belirtmiştik. Liter- atür tanımlamasına göre ise sarkoplazmik hipertrofi bu yolu kullanmıyor. Aktin ve miyozin gibi kasılan proteinlerin sayısında bir artış olmadan sadece kasın içeriğinde yer alan glikojenorganeller ve kasılma görevi olmayan bazı bileşenlerin hacminde gerçekleşen bir artışla bunu sağlıyor. İlkokuldaki biyoloji bilgilerinize hemen bir uzanın… Vücudumuzdaki hücrelerimizde bulunan sıvıya “sitoplazma” adı veriliyor- du. Bu sıvının kas hücresindeki karşılık gelen adı ise “sarkoplazma”dır. Sarkoplazmik büyüme olarak adlandırılan fenomenin birçok kesim tarafından “fonksiyonel olmayan

hipertrofi” olarak adlandırılmasının altında, miyofibrillerde bir genişleme olmadan sadece kas hücresinin içerisindeki sıvının artıyor olması gelmektedir. Dolayısıyla sadece sıvının artışı sonucu kasın hacmindeki büyüme birçok antrenör tarafından “fonksiyonel olmayan hipertrofi(!)” olarak adlandırılır.

Literatürdeki sarkoplazmik hipertofi konusundaki genel tanımlamalar yukarı- daki paragrafta yazdıklarım etrafında toplanmaktadır. Sarkoplazmik büyüme hak- kında genel olarak belirtilenler; kasın içerisindeki sadece sıvının artmasının kişiyi kuvvetlendirmeyeceği, sadece görüntüsünün daha büyük olmasına neden olacağı yönündedir. Burada verilen en büyük örnek herkesin bildiği gibi “vücut geliştirme sporcuları” ve “powerlifterlar”dır. Bu örneğin verilmesinin altında kuşkusuz bazı araştırmalar yatıyor. Özellikle Tesch’in 1982 yılındaki “Muscle hypertrophy in body- builders” adlı makalesinde “daha hafif yükler ancak daha yüksek tekrarların, ağır yük ve düşük tekrara göre daha fazla sarkoplazmik gelişime neden olacağı, bu nedenle de vücut geliştirmecilerin powerlifterlara göre kassal kütle olarak daha büyük oldukları, ancak kuvvet olarak daha az kuvvete sahip oldukları” belirtme- si bu tanımlamaların artışında önemli rol oynamıştır (vücut geliştirme sporcular ve powerlifterlar arasındaki farklara ilerleyen bölümlerde detaylı olarak değinilmiştir).

Özetlemek gerekirse, sarkoplazmanın genişleyerek, kas içerisinde bulunan kasılgan proteinlerin sayısında bir artış olmadan gerçekleşen hipertrofi literatürde sarkoplazmik hipertrofi olarak adlandırılmaktadır.

Kaan Gürbey Aktüre

Avantajlı Üyelik Fırsatları