Powerlifterlar yüksek yüklerle genel olarak 1-5 tekrar aralığını antrenman ruti- nini kullanırken, vücut geliştirme sporcuları genel olarak 6-12 tekrarda orta se viyede yükleri kullanarak antrenmanları gerçekleştirir. Şimdi düşünelim. Eğer bir vücut geliştirme sporcusu kendi antrenman düzenini bırakıp tipik bir powerlifter gibi çalışmaya başlasa ne olurdu? Bunun örneklerine geçmişe bakarak verebilmek müm- kün. Bir vücut geliştirme sporcusu olan Stan Efferding powerliftinge geçtikten sonra 410 kg squat yapması çok uzun sürmemişti. Ancak genellemek tabii ki mümkün değil. Bu konuyla alakalı Nuckols’ın söylediği gibi kuvvetin varlığı spesifik olarak yüke özgüdür. Yükü ve tekrar sayısını değiştirirseniz o kiloda ve tekrarda kuvvetlenirsiniz. Ancak Nuckols’ın bu görüşünü araştırmalarla netleştirmemiz gerekiyor.
Bu iki spor dalı arasındaki farkları anlamamız için çok güzel bir araştırmayı pay- laşmak istiyorum sizlerle.
2015 tarihli Meijer’in araştırması vücut geliştirme, Amerikan futbolu, atlet- izm ve halter sporcularının kas liflerini karşılaştırdı. Sonuçlara bakıldığında vücut geliştirme sporcuları açık ara daha büyük kas liflerine sahipti (yarışmacı olmayan kişiler %88 ve haltercilerden %67 daha büyük). Araştırmada ayrıca vücut geliştirme sporcularının kas liflerinin ne kadar kuvvet üretebildiklerine de bakıldı. Vücut geliştirme sporcuları yarışmacı olmayan deneklerden daha fazla kuvvet üretirken, halter sporcularından biraz daha az kuvvet üretti. Yani bir vücut geliştirme spor- cusunun kas lifi bir halter sporcusu kadar kuvvet üretebiliyordu. Ancak araştır- manın en önemli bulgusu bu değildi. En önemli bulgu, kasın kesit alanı başına vücut geliştirme sporcularının halter sporcularından da yarışmacı olmayan deneklerden de daha az kuvvet üretebildiğiydi. Şimdi iki cümle arasında çelişki yok mu diyecek- siniz, haklısınız. Bu nedenle bu söylediklerimi biraz daha detaylandırmama izin verin. İki önceki cümlede bahsettiğim vücut geliştirme sporcularının halterciler kadar kuv- vet üretmeleri bireysel olarak kas lifleri incelendiğinde ortaya çıkan bulguydu. Ancak vücut geliştirme sporcularının kassal hipertrofisinin çok yüksek olduğunu bilindiği için araştırma içerisinde ayrı bir test olarak da genel olarak kaslarının kesit alanı başına ürettikleri kuvvette yapıldı. Ve kassal kesit alanı başına kuvvet üretimlerine bakıldığında vücut geliştirme sporcuları çok geride kaldı.
Bunun anlamı şu: Vücut geliştirme sporcularının aslında yaptıkları antrenman on- ların kuvvetsiz olduklarını göstermiyor. Kas liflerine bakıldığında halterciler kadar kuvvet üretebiliyorlar. Ancak kesitsel birim başına ürettikleri kuvvet incelendiğinde üretilen kuvvet miktarı çok düşüş gösteriyordu. Yani kassal hacim olarak büyüdükçe üretilebilecek kuvvet azalma gösteriyordu.
Karışık olduğunun farkındayım, bu nedenle biraz daha anlaşılması adına bir örnek daha vermek istiyorum. Bu araştırmaya göre eğer vücut geliştirme sporcu- larının kassal hacimlerini bir anda yok etseydik, yani büyüklüklerini ellerinden al- saydık, bu sporcular neredeyse halter sporcuları kadar kuvvet üretebileceklerdi. Ancak hacimleri büyüdükçe yani birçok kişinin tabir ettiği “fonksiyonel olmayan bir hipertrofi(!)” gerçekleştirdikçe üretebildikleri kuvvetler azalma göstermiştir.
Bu konuyu pekiştirmek adına bir araştırmadan daha örnek vererek ilerleyelim. Çoğu araştırmaya bakıldığında antrenmanlı kişilerin kaslarının antrenmansız kişile- rden daha yüksek gerilimlere sahip olduklarını görmekteyiz (Jones, 2008). Diğer yan- dan yine çoğu araştırmaya göre vücut geliştirme sporcularının powerlifterlara göre kaslarının enine kesit alanlarına göre ürettikleri kuvvet düşüktür. Bu bulgulara göre kasın enine kesit alanı büyüdükçe ürettiği kuvvet azalma göstermektedir. Yani vü- cut geliştirme sporcularının powerlifterlara göre daha kuvvetsiz oldukları hipotezi doğrudur. Ama üst başlıkta söylediğim gibi bunun sebebi kassal hacimlerinin yük- sek olmasıdır. Bu ortadan kalktığında bireysel kas lifleri powerlifterlar kadar kuvvet üretebilir. Dolayısıyla bu olguyu şöyle özetleyebiliriz: kasın enine kesit alanı arttıkça kişinin üretebildiği kuvvet azalma gösterir ve miyofibril yoğunluğu azalır. Başka bir değişke sarkoplazmik bir hipertrofi gerçekleştirir.
Sonuç olarak
•Powerlifting tipi antrenman ile yapılan kuvvet antrenmanı sonucunda kas enine kes- it alanı yani kassal hipertrofi belirli bir seviyeye kadar gelişiyor bu gelişimde kasın enine kesiti başına üretilen kuvveti etkilemiyor.
•Ancak kasın enine kesit alanı arttıkça yani vücut geliştirme tipi bir antrenman yapıldığında artan kesit alanının kuvvet üretim kapasitesi azalıyor. Dolayısıyla daha az kuvvet üretilebiliyor.
•Buradan çıkarımla kas lifleri büyüdükçe sarkoplazmik hipertrofi olasılığı artıyor.